30 Eylül 2014 Salı

Mavi Kapılı Ev...

Hani nereye tatile ya da geziye gitsek gittiğimizde yerde ilk çektiğimiz mavi pencereler ya da kapılar vardır ya işte öyle bir ev burası.Dışı sade ve mütevazi,içi son derece şık ,ferah ve rahat...


...görseller buradan...

22 Eylül 2014 Pazartesi

Küçük Bir Eylül Kaçamağı...

Aslında bu yazıyı yazmak, bu görselleri paylaşmak hiç aklımda yoktu.İki günlük kaçamağın bir sürü fotoğrafını paylaşmıştım zaten instagramdan.Ama sabah bu haberi okuyunca fikrim değişti.Bozcaada Betonada'ya dönüşüyor diyordu haber.Nasıl insanı üzen kahreden bir haber bu böyle.Neden herşeye el atmak doğallığı güzelliği bozmak zorundayız.Biz orayı güzelliği,doğallığı,bozulmamışlığı için seviyorduk neden diğerlerine benzetmek için bu çaba.Değer mi bu güzelliği bozmaya,her yeri betonlaştırmaya,kalabalıklaştırmaya.
Bırakın bu fotoğraflardaki gibi, sevdiğimiz gibi kalsın Bozcaada...








 




İki gün kalıp,bakirliğine vurulmuş,sokaklarına aşık olmuş dönmüştüm Bozcaada'dan.
Bilmeden sevmek başka ama görüp aşık olduktan sonra insanın canı daha çok yanıyor.
Çok güzeldin Bozcaada,hep böyle kal...



17 Eylül 2014 Çarşamba

Kara Kış Beyaz Düş- Fatma ERDEK


Kucağımda taşıdığım kitap kadar hafif olsaydı keşke yüreğimdeki ağırlık.
Keşke şu okuduklarımı kitabın kapağı ile kapatabilsem kaldırıp bir kenara koyabilseydim.
Ama yok bu öyle kolay birşey değil, bu kadar basit değil.

Okudum bitirdim öyle kaldım ,boş gözlerle baktım biraz.Sonra ne yazsam da anlatsam içimdekileri diye düşündüm.Zira yüreğim öyle ağırlaştı ki bir kısmını aktarmazsam hafiflemez gibi geliyor.Ve ben bu satırları yazarken ,okurken bile beni bu hale getiren çaresizlikte olanları düşündükçe daha da kahroluyorum.Nefesim daralıyor,gözlerim yanıyor.
Yeniden darmadağın oluyorum.

Ağladım bazı yerlerde durdum ,boğazımdaki düğümü temizledim ama  okudukça yine ağladım.
Çaresizliğe,ezilmişliğe,kadının bitmeyen çilesine ağladım.
Kadın olmak zor sözünün bir kez daha suratıma çarpmasına ağladım.
Çocukluk yaşamadan kadın olan  çocuklara ağladım.
Annesinin mutluluğu için iki ateş arasında kalmış ve susmayı seçmiş Zeynep'e ağladım.
Her cümlesi yüreğime dokundu kitabın her cümlede ben biraz daha nefessiz kaldım.

İsminden ve karakterlerin adından başka bir bildiğim yoktu kitap hakkında.Ne beklediğimi bilmiyordum ama sanırım beklediğim bu değildi ve ben o yüzden bu kadar dağıldım.

Hiç mi yok kitapta güzel olan bir yan derseniz.Var elbet olmaz mı.Tıpkı hayatta olduğu gibi kitapta da iyilerin varlığı ,yaktıkları umut ışığı kalbindeki ağırlığı hafifletiyor insanın.
İyi ki iyi insanlar var diyorsunuz bir kez daha.
Ve iyi ki Güven gibi seven adamlar...

Kitabın konusu yeterince açık olmuştur sanırım,
kahramanları da iki yaralı kadın.
Zeynep ve Aygül...
Kanadı kırık,yüreği buruk,çaresiz,sevgiye muhtaç ama korkak,ürkek  iki  yaralı kuş onlar.
Kara kıştan beyaz düşe geçmeyi başaran ,birlikte uçmayı öğrenen koca iki yürek...

Bu kadar yeter sanırım.O kadar dolmuş ki içim boşaltmak için saatlerce yazabilirim gibi geliyor.Susup ,sessizce sindirmeye de çalışabilirdim okuduklarımı ama okurken Zeynep ile beraber o kadar çok sustum ki ,yüreğimdeki yük öyle ağırlaştı ki daha fazla susamazdım herhalde.Birine anlatmaya ihtiyacım vardı...
***

Bu kadar etkisine alır mı sizi de bilmem ama okuyun derim ben.
Hayatta var olan tüm duyguları,aileyi,aşkı,saplantıyı,çaresizliği,umutsuzlukta bile yeşeren umudu içeren hayat kadar gerçek bir hikaye bence Kara Kış Beyaz Düş. 

Sevgiyle kalın,keyifli okumalar...
  

4 Eylül 2014 Perşembe

Romantik Sonbahara Romantik Bir Ev...

İşte yine geldi dört gözle beklediğimiz sonbahar.
Kimine  göre hüzün ,kimine göre hazan mevsimi 
Bana göre huzur mevsimi sonbahar...
Bir dinginlik,bir huzur çöküyor insanın üzerine.
Daha çok romantik daha çok melankolik oluyor insan.
Daha çok okuyor,daha çok düşünüyor okudukları ve hayat üzerine.
Doğadaki o muhteşem değişime tanık oldukça kendinde nelerin değiştiğini düşünüyor ya da değişmediğini.Mutlulukla geçen yazdan elinde kalanlara bakıyor tekrar tekrar.Biraz sakinlik biraz dinginlik zamanı şimdi diyor.

Yaz rehavetinden kurtulma ,bir yenilenme, bir toparlanma mevsimi sonbahar.
Sıcaklar bitsin kendimize bir gelelim dediğimiz zaman işte bu zaman.
Öyleyse biraz toparlanıp biraz çoşalım ne dersiniz.
Buralar yaz geldiğinden beri bir ıssız, bir sessiz.
Bu sessizliği bozacak, hepimize hayaller kurduracak harika bir ev ile açılışı ben yapayım o halde.
Harika bir göl manzarasına sahip benim aklıma hemen burası sonbaharda ne güzel olur fikrini getiren ve hatta yakın olsa haydi gidelim diyeceğim bir yer.
Bakalım size nasıl hayaller kurduracak.Öyleyse buyrun harika fotoğraflar sizi bekler...












 



***