16 Temmuz 2014 Çarşamba

August Rush...



Geçen haftalarda tesadüfen izledim bu filmi.
Sahurda uyku mahmuru kanalları gezerken baktım yeni başlıyor kaldım o kanalda.
İyi ki kalmışım nasıl iyi geldi ,nasıl güzel bir filmdi anlatamam.
Belki abartıyorum bilmiyorum ama çok etkiledi beni, yüzümde koca bir gülümseme ile izledim.
İnsanın içine umut tohumları serpen bir film.
Buruk yönü var aslında ama öyle güzel işlemiş ki insana acıyı değil umudu,
geçmişi değil mucizeyi düşündürüyor.

Konu ya da karakterler hakkında bişey yazmayım en iyisi ,büyüsü bozulmasın.
Sadece türkçeye çevrilmiş ve film hakkında çok şey anlatan ismini yazayım yeter.
...KALBİNİ DİNLE...

İyi seyirler...

5 Temmuz 2014 Cumartesi

Happy Weekend...

Hafta sonunuz,

...bahçenizde yeşillikler içinde  sevdiklerinizle,

...başka dünyalarda başka kahramanlarla,

... harika bir tatilin hazırlığıyla,

...başladığınız tatilin huzuruyla,

...gittiğiniz şehrin sokaklarının sarhoşluğuyla,

...harika anları yakalamanın mutluluğuyla ,

...ya da ne yapmak istiyorsanız onu yaparak  geçsin.

Keyifli ve mutlu hafta sonları...

1 Temmuz 2014 Salı

Şairin Romanı -Murathan Mungan



Biliyorum okumak için çok geç kaldım  ve bunu okuduktan sonra daha iyi anladım.

Bazı  kitaplar vardır elinize birkaç kez alırsınız ve sonra şimdi sırası
 değil dersiniz  ve bırakırsınız.Öylesine okuyup geçmek istemez ,hakkını vererek okuyacağınız ,içinize iyice sindireceğiniz günü beklersiniz ya işte bu kitap için böyle düşünceler içindeydim.

Sonra bir gün elime aldım ,evet sırası geldi dedim kapağını açtım ve o an büyüsüne kapıldım.Nasıl anlatsam bilmiyorum fantastik desem tam karşılığı olur mu ondan da emin değilim.Şiir gibi bir roman demek daha doğru olur sanki.

Öyle bir dünya ki anlattığı her şey şiir üzerine ve herkesin amacı iyi bir şair olmak.
Şehirlerin surlarında şiir bayrakları dalgalanıyor,evlerde sokaklarda kahvelerde şiir okunuyor şiir konuşuluyor,savaşçılar bile iyi bir şair olmak için çabalıyor.
Geçmişi,günü  ve geleceği şiir olan bir dünya anlatılan ve adı yerküre olan. 
Olaylar Yerkürenin en büyük kara parçasında Anakara'da geçiyor.

Ve anlatılanları fantastik kılan kahramanların çıktıkları yolculuklar aslında.
Şairliğinin ve ününün doruğundayken sessizce kaçıp giden ve tam elli yıl sonra tekrar Anakara'ya dönen ve son yolculuğuna çıkan Bilge şair Bendag,
20 yıl evinden hiç çıkmayan ve sonra iki küçük çırak ile yolculuğa çıkan şiir filozofu Moottah 
 ve şair cinayetlerini araştıran Anakara'nın en iyi atlı polisi Gammen.
Kader ve şiir onları On Üç Dolunaylı Yıl Şenlikleri'ne Odragend'e getiriyor
ve olayların düğümü Odragend'de çözülüyor.

Öyle güzel cümleler var ki içinde altını çizmekten defalarca okumaktan yavaş yavaş tadını çıkara çıkara ilerliyorsunuz.Kahramanların peşinden şehir şehir geziyor,tabiattaki mucizeye tanık oluyor, bütün gezdiği yerleri üzerine dövme olarak işleten Haritacı Ka'yi tanıyor,sözcüklerin peşinden köy köy gezen Dohanaralı Sözlükçü Tarkusyu'dan eski sözcükler öğreniyorsunuz.

Kitap hakkında hissetiklerimi yazsam ne buraya sığar ne de tek defa da yazacak gücüm olur.Bu sadece özetin özeti diyebilirim.Çok beğendiğim çok etkileyici bir kitap.
Ve gerçekten özel bir zaman dilimi istiyormuş ,iyi ki tamam dediğim zaman almışım elime.
Hem fantastik hem aksiyon filmi gibi.582 sayfa öyle bir çırpıda okunmuyor ama elinden de bırakmak istemiyorsun.
Yazarın dediği gibi dağ gibi yavaş yavaş çıkıyor birden bire iniyorsun.
15 yıllık bir emek,birikim ve ortaya çıkan harika bir kitap.
Okumazsam çok şey kaçırırdım, yazık olurdu.
Bence herkes okumalı ,bu fantastik büyüleyici romanın bir parçası olup 
bütün Anakara'yı dolaşmalı.

Keyifli okumalar...