26 Ocak 2015 Pazartesi

Bir Kitap - Bir Film...

 Hani geçenlerde yazdım  buraya, okuduğum bir kitap ya da izlediğim bir film yoluma başka bir kitap ya da filmi çıkarıyor diye işte öyle bir şey oldu yine.O yüzden ikisinden birden bahsedeyim dedim.Önce kitabı anlatayım size.


Bu yılın ilk kitabı şöyle kafa yormayan sıcak bir hikaye olsun diyerek seçilen Gündüzsefası'ydı.Klasik bir Sarah Jio kitabı.Olaylar iki zamanlı ilerliyor .Günümüzde kahramanımız Ada,geçmişte ise Penny.

Ada Santorini, yaşadığı ağır olaylardan uzaklaşmak için Seattle 'a gelen bir editör ve acılı bir kadın,bir anne.Seattle'da yüzen evlerin bulunduğu Tekneler Caddesine yerleşiyor. - Cahilliğime verin ben yeni duydum bu yüzen evleri.Hemen girdim araştırdım vay be neler varmış neler dedim,bir tane de fotoğraf iliştirdim sizin için:)Nasıl güzel bir yer değil mi -

(Seattle, Union Gölü)

Neyse kitaba dönüyorum hemen.
Ada, kiraladığı evde yıllar önce bir kadının kaybolduğunu duyunca merak ediyor hikayeyi.Ama kimse bu konu hakkında konuşmak istemiyor.Penny'nin kaybolduğu gecede orada olanların ettiği bu yemin ,bu  olayı daha da merak etmesine neden oluyor .Derken evde bir sandık buluyor ve Penny'nin hikayesi başlıyor.

Penny 1950'lerde yaşamış genç ve güzel bir kadındır.Ve kendinden yaşça büyük olan  yakışıklı ressam  Dex ile evlidir.Dışarıdan sorunsuz güzel bir evlilik gibi görünen bu birliktelik aslında Penny'nin yalnızlığından başka bir şey değildir.Penny 'nin bu yalnızlığına ise Collin ortak olmaktadır.Ama hayat Penny'nin istediği gibi gitmez ve Collin ile ayrıldıkları gece sır gibi
 ortadan kaybolur.

Bu hikayeyi araştırırken Ada'nın yalnızlığına ortak olan Alex var bir de.Alex  savaş bölgelerinde uzun yıllar görev yapmış ve bozulan psikoloji ile Seattle'a Tekneler Caddesine  sığınmış  bir adam.Gazetecilik ruhu ile geçmişi araştırırken Ada'ya yardım ediyor,bir yandan da  kendi geleceklerine şekil verip Ada'yı hayata döndürüyor.

Ve kitabın düğümünün çözüldüğü, Ada,Alex ve Penny'nin kaderini birleştiren sırların açığa çıktığı bir son bekliyor sizi.Güzel bir hikaye,akıcı bir dil.
Sıkılmadan okuyacağınıza eminim.



Şimdi sıra geldi filme.Dedim ya bu yüzen evler ilk defa duyduğum bir yer.Kahramanımız da ben gibi yabancı olunca kitapta bir karakter  biraz bilgi veriyor.Ve hatta Meg Ryan ve Tom Hanks'in oynadığı bir filmden bahsediyor.O filmden sonra iyice ünlendi çok ziyaretçi geldi çekildiği eve diyor.Yüzen evlerde geçmesi bir yana Tom Hanks ve Meg Ryan olur da izlenmez mi, hemen not aldım ,hatta kitabın bittiği akşam izledim.


Filmin adı Seattle'dan Uykusuz ama türkçeye Sevginin Bağladıkları olarak çevrilmiş.
1993 yapımı bir film ve romantik komedi tahmin ettiğiniz gibi.

Konusuna gelince,Sam (Tom Hanks )eşini kaybetmiş bir adam.Yaşadığı şehirden ve bu acıdan uzaklaşmak için Seattle'a geliyor.(Konu ne kadar tanıdık değil mi)

Fakat hayatlarında pek bir şey değişmeyince büyümüş de küçülmüş oğlu devreye giriyor.Bir akşam bir radyo programını arayıp babasının durumunu anlatıyor.Sam müdahale etmek için telefonu alınca radyo spikerinin sorusuyla kendisini ve ölen eşini anlatmaya başlıyor.Anlattıkları Annie (Mag Ryan ) de dahil olmak üzere tüm kadınları etkiliyor ve Sam'e  mektup yağmaya başlıyor.Seattle'dan Uykusuz bir anda tüm kadınların kahramanı oluyor.

Annie ise okuduğu izlediği tüm romantizmi gerçek hayatta arayan bir kadındır ve o sıralar evlenmek üzeredir.Yüzünü bile görmediği bu adamdan fazlasıyla etkilenmiş ve aradığım,beklediğim ya oysa soruları ile boğuşmaktadır.

Nostalji yapmak ve hoşça vakit geçirmek istiyorsanız ve içinde biraz komedi, biraz da romantizm olsun diyorsanız bu film işinize yarar bence.İzlemediyseniz not alın bir yere.

Mutlu geçsin haftanız.
Keyifli okumalar ve iyi seyirler...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder